'Mutfağını' halka açtı restorant zinciri kurdu

Kimi zaman ekonomik zorunluluklar bir işe atılma zorunluluğunu beraberinde getirirken, emekli öğretmen Ayten Çetin için girişimcilik bir tutkuyla başlamış. 2007'de öğretmenlikten emekli olan 48 yaşındaki Çetin, üç çocuk annesi bir ev hanımı olarak başladığı büfe işletmeciliğini başarılı bir aile şirketine çevirmeyi başarmış. Eskişehir'de işadamı eşi Hayati Çetin'in benzin istasyonunda işten çıkan bir işçinin yerine 'idare etmek için' eşinin ricasıyla tost ve kurufasulye satışı yapan Çetin, önce büfesini büyütmüş, sonra da “Ayten Usta” adıyla restorana çevirmiş. Eskişehir'den başlayan Bursa ve İstanbul'a uzanan öyküyü Ayten Usta'nın kendisiyle konuştuk.

TOSTLA AÇILIŞI YAPTIK

Eşiniz zaten başarılı bir işadamıyken, benzin istasyonunda tost satmak nerden aklınıza geldi?

Aslında işin bu noktaya geleceği benim de aklıma gelmezdi. Eşim Eskişehir'de benzin istasyonları işleten bir işadamı. Birkaç tane istasyonu var. Ben Eskişehir'in Bursa çıkışındaki benzin istasyonunda ilk iş deneyimini yaşadım. Orda müşterilere hizmet vermesi için dışarıdan işçi çalıştırılıyordu. Tost, hamburger gibi gıdalar müşterilere sunuluyordu. Dışarıdan çalıştırılan işçi işi bırakınca eşim bana yardım etmem amacıyla buraya bakmamı önerdi. Ben de öylece başladım.

AYTEN USTA OLDU

Büfeden Ayten Usta'ya geçiş süreci nasıl oldu?

Yöresel yemekler yapmayı zaten çok severdim. Dervişlik mutfakta başlar derler ya, farklı tarifleri o büfede uygulamaya ve satmaya başladım. Tost, kuru fasulye ve hamburgerin yanında bu tür özgün yemekleri de yapmaya başladık. Çalıştığım büfe yetmeyince ek mutfakla sorunu çözmeye çalıştık. “Ayten Usta” adını ilk kez bu süreçte verdik.

ÇOCUKLARIM ONAYLADI

Büfecilikten aile şirketi olma yolunda onlarla oturup konuştunuz. Ne dediniz peki?

Eskişehir'de gördüğümüz büyük ilgi sonrasında Ayten Usta adıyla yeni şubeler açma fikri doğdu. Durum böyle olunca iş hobi olmaktan çıkıp, kurumsal kimlik yolunda da ilk adımların atılması anlamına geliyordu bu. Onları karşıma aldım. Okuldan gelince eskisi gibi yemeklerinin önlerinde hazır olmayabileceğini, zorlu bir sürece hazır olup olmadıklarını sordum. Hayır deselerdi hiç başlamayacaktım. Ama “anne bunu yap” dediler. Biz de başladık.

TEKLİF ALMAYA BAŞLADIK

AVM'lerden mi teklif geldi, yoksa siz mi şube açmaya karar verdiniz?

İlk önce Eskişehir'de büyük bir AVM'den teklif geldi. Daha çok uluslararası gıda firmalarının olduğu bir AVM'ydi burası. Uygun bulmadık. Kabul etmedik. Yine Bursa'da bir AVM'de şube açmaya karar verdik. Bursa'daki şubeyi 2010'un Aralık ayında açtık. Ben ilk etapta 1 ay Bursa'da, 1 ay da Eskişehir'de durmaya başladım. Şu anda Bursa şubemizde oğlum Şamil bulunuyor.

Anne gibi düşünmelisiniz

Eşinizin olup bitenler karşısında tavrı ne oldu?

İlk teklif zaten ondan gelmişti. Bizim büfede sorun var, gel yardım et diye... Bu teklifi iyi değerlendirdim. Kendimden birçok şey katarak bu seviyeye gelmesini sağladık. Eşim bu kadar iyi olacağını düşünmüyordu. Mesela çocuklarıyla birlikte gelen müşterilerimizin masasına tahta oyuncaklar koyuyordum. Anneler, çocukların bir yere gidildiğinde nasıl davranacağını iyi bilir. Bir kadın olarak kendimi onların yerine koydum. Dışarıya da oyun parkı kurarak çocukların iyi zaman geçirmesini sağladım. Aileler bunu çok sevdi. Eşim bu anlamda beni her zaman motive etti diyebilirim.

Ayten Abla'da mönüde neler var? Ne satıyorsunuz müşterilerinize?

En başta bu çok sınırlı bir mönüydü. Zamanla kendi tariflerimizi, yöresel tatları da sunmaya başladık. Ancak bunu yaparken de zaten bilinen tatları ihmal etmedik. Çömlekte kuru fasulye, Sıcak Höşmerim, Kafkas Gözlemesi, Çerkez Mantısı, Balaban Kebabı, köfte, Türk Kahvesi bizim en fazla üzerinde çalıştığımız tatlar oldu.

Sırada ne var?

Önümüzdeki hafta Eskişehir'de yeni şubemizi açıyoruz. İstanbul'dan bir ortaklık teklifi var. Onu da değerlendiriyoruz. Eğer şartlar uygun olursa İstanbul'da da hizmet vermeyi planlamaktayız.

Öğrenciler Ayten Abla'dan burslu

Ayten Abla sadece ticari işletme olmanın yanında sosyal sorumluluk projelerinde de adından söz ettiriyor. Restoranlardaki çalışan personel, yarı zamanlı öğrencilerden seçiliyor. Bu sayede personel giderleri daha düşük tutulurken, öğrenciler de ek gelir elde etme fırsatını yakalıyor. Ayten Abla'nın patronu Ayten Çetin, sadece öğrenci çalıştırmadıklarını, ayrıca burs da verdiklerini söylüyor. Haftada 2 gün Ayten Abla'da çalışan öğrenciler, çalıştıklarının karşılığı olan ücretlerini ceplerine koyduktan sonra, aylık olarak ayrıca eğitim bursu alabiliyorlar. Onlarca öğrenciye bu yöntemle burs sağladıklarını söyleyen Çetin, “Bu yöntemle hem iş tecrübeleri oluyor, hem de burs kazanmış oluyorlar” diyor.