Org. Abidin Ünal, konuşmasının başında Atatürk ve havacılık konusuna değinerek, Büyük Atatürk’ün 1924 yılından başlayarak hayatının sonuna kadar uğraştığı bir havacılık stratejisi var. Bu stratejinin üç temel ayağı var. Birincisi, güçlü bir hava gücü bulundurmaktır. İkincisi, havacılığı halka mal etmek, üçüncüsü ise milli hava harp sanayiini geliştirmektir. Bunlar birbirini tamamlayan hedeflerdir. Şimdi bir an için düşünelim; şimdi biz Büyük Atatürk’ün oluşturduğu havacılık stratejisinin neresindeyiz Evet, gerçekten güçlü bir hava gücüne sahibiz. Ve aynı şekilde, dünyada az örneği gösterilen halka mal olmuş bir Hava Kuvvetleri’yiz. Ancak tayyareleri ve motorlarıyla kendi ülkemizde tasarlayıp uçurabildiğimiz milli hava harp sanayiinin neresindeyiz dersek, orada sınıfta kaldık. Ancak 1970’lerde ’Kendi uçağını kendin yap kampanyası’ ile başlayan süreç, bizi bugünkü TAİ ve motor sanayii olarak Eskişehir’deki TEİ’yi doğurmuştur. Biz bu konuda halen daha esas hedefe ulaşmış değiliz. Bununla ilgili olarak bazı süreçlere başlamış bulunuyoruz diye konuştu.
Genelkurmay, 26- 27 Eylül'de Metina kampına düzenlenen hava harekatının görüntülerini paylaştı
"DÜNYANIN BİRİNCİ LİGİNDEKİ BÜTÜN HAVA KUVVETLERİNDEKİ SİSTEMLERE SAHİBİZ"
Org. Ünal, Hava Kuvvetleri’nin gücünün, Türk milletinin güvencesi ve teminatı olduğunu da vurguladı; Türk Hava Kuvvetleri’nin gücünün üç temel unsuru olduğunu dile getirdi. Org. Ünal, şöyle devam etti
Hava gücümüzün birinci temel unsuru modern sistemlerdir. İkinci unsur ise profesyonel insan gücü, üçüncüsü de uygun yönetimdir. Bugün modern sistemler denildiği zaman, herhalde dünyanın birinci ligindeki bütün hava kuvvetlerindeki sistemlere sahibiz. Ayrıca bugün F-16 uçakları gibi, havadan yakıt ikmal uçağı gibi İnsansız Hava Aracı (İHA) gibi uçak sistemleri, komuta kontrol sistemleri bugün Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterindedir ve kullanılmaktadır. Dolayısıyla, mevcut sistemlerimiz gerçek manada çağdaş sistemlerdir. Milli Muharip Uçak tasarımımız var. F-16’ların ilk gelen gruplarının yavaş yavaş emekli olması döneminde envantere girmesini planladığımız milli bir uçak tasarımımız var. Kavramsal projeden devlet projesine dönmüş vaziyettedir. Bütün bunlar, hedefte en çok etkiyi yaratan uzak menzilli modern silah sistemleriyle donatılmaktadır. Bu vesileyle Büyük Önderimiz Atatürk’ün havacılık stratejisinin üçüncü ayağını tamamlamış olacağız.
Kaynak:http://www.hurriyet.com.tr