KAFKASYA'DA ÇATIŞMA, GEÇMİŞ SORUNLAR
Paul B.HENZE imzalı yazı
gündemdeki olaylarla ilgili değil fakat KAFKASYA nın jeopolitik önemini vurguluyor
11-09-2004 - 5 kez okundu
Bir bütün olarak ele alındığında Kafkasya, dünyada çok az bölgeyle karşılaştırılabilecek doğal zenginliğe sahiptir. 600 mil uzunluğundaki muhteşem bir dağ sırası, bölgeyi kuzeybatıdan güneydoğuya doğru ikiye böler. Dağların her iki yanında, Sovyet döneminde nispeten az zarar görmüş olan yapraklı ve kozalaklı geniş ormanlar uzanmaktadır. Kafkasya eski çağlardan beri mineral zenginliğiyle tanınmaktadır. 19. yüzyılın sonlarında çıkarılmaya başlanmış olan Azeri petrolü, Sovyet döneminde Rus ekonomisinin büyük kısmını beslemişti. 20.yüzyılın başında, Çeçenya'nın Grozni şehri etrafındaki petrol sahaları üretime başlamıştı ve bu bölge hâlen de eski Sovyetler Birliği'nin uçak yakıtı ihtiyacını büyük oranda karşılamaktadır. Bölge kendi kaynaklarıyla kendisini besleyecek ve donatacak durumdadır. Gelişmiş altyapısına karşın nüfuzu fazla değildir. Doğanın cömert olduğu dünyanın böyle çekici bir parçasının bu kadar fazla gerginlik ve çatışmaya sahne olmasının sebebi nedir?
Kafkasyalılar'a sorunlarını çözmelerine ve gelecekte belirli bir rota çizmelerine yardım etmek isteyenler, birçok faktörü gözönünde bulundurmalıdırlar.
Tarih
Bütün eski-komünist dünyada olduğu gibi, tarih Kafkaslar'da, komünizm tecrübesini yaşamamış olanların asla anlayamayacakları bir biçimde tekrar dirilmişti. Dünya üzerindeki en eski yerleşim bölgelerinden birisi olması ve dünyadaki diğer topluluklarla ilişkisi olmayan dilleri konuşan halkların oturmasından dolayı Kafkasya bölgesi, tarihin uğraştığı bir alan olmuştur. Sovyet dönemi boyunca Kafkasya halklarının çoğunluğu ya aldatma ya baskı ya da zorla katı, dogmatik bir çerçeve içinde tutulmuştur. Buna rağmen Kafkasyalılar kimlikleri ve geçmişleri hakkında büyük endişe duydular. Komünizmin çöküşüyle birlikte Kafkasyalılar tarihlerine yeniden sahip olmada ve geçmişlerini keşfetmede özgür oldular. Bu süreci izlemek heyecan veriyor. Ancak ters bir eğilim de var. Her etnik grubun ayrı bir kökeni ve geçmişi var ve bu özellikler sık sık komşu grubun özelliğiyle çatışmaktadır. Böylece tarih hakkında büyük bir tartışma oluşmaktadır. Günümüzün sorunları eski metinlerde, arkeolojide ve hatta hikâye ve mitlerde tartışılmıştır. Tartışma ilgi çekici ve heyecan verici olmakla birlikte çatışmaların çözümünü kolaylaştırmaktan ziyade, ağırlaştırmaya ve karıştırmaya yöneliktir.
Son iki veya üç yüzyılda Kafkasya'nın tarihi Hindistan, Ortadoğu veya Afrika tarihinde olduğu gibi bir kolonyal tecrübeyi büyük oranda yaşamıştır. Rus tarihçileri ve Sovyet uzmanları sık sık bu hususu unuturlar. Kafkasya'da Rus ilerlemesi 17. yüzyılda başladı, ancak 18. yüzyılın sonuna kadar ilerleme hızlı şekilde olmadı. Sonra Rus ilerleyişi büyük bir acıyla birlikte hızlandı. 19. yüzyılın ilk çeyreğinin sonunda Rus imparatorluğunun Türkiye ve İran'la olan sınırları kesin olarak oluştu ve 1991'de Sovyetler Birliği çökene ve yeni bağımsız olmuş Transkafkasya cumhuriyetleri ortaya çıkana kadar değişmeden kaldı. Büyük oranda Müslüman olan Kuzey Kafkasya, 1860'lara kadar Ruslar'a boyun eğmedi. Bölge halklarının çoğunluğu hiçbir zaman Rus hâkimiyetini kabul etmedi. Fırsat buldukları her zaman ayaklandılar. Kuzey Kafkasya ve Transkafkasya halklarının büyük bölümü kendilerini, günümüzde kolonyal bir geçmişten kurtarmış görüyorlar. Eskiden sömürge olmuş Asyalı ve Afrikalılar'ın bazı tutum ve davranışlarını taşıyorlar.
Etiketler:
kafkasya çatışma geçmiş sorunlar