KONSEPT ARASINDA KALAN ÇEÇENLER
Kazananın kaybedeceği bir konsept
Kuzey Osetya'nın Beslan kentinde, masum sivilleri ve çocukları da hedef alan
kanlı terörist eylem sonrasında, terörist eylemin kendisinden çok Rusya'yı,
Putin yönetimini hedef alan Amerikan merkezli Batılı açıklamalar; dünyanın
nasıl bir kaosa itilmek istendiğinin yeni bir göstergesi oldu.
15-09-2004 - 5 kez okundu
ABD merkezli olarak, Rusya'nın "ılımlı Çeçen liderlerle görüşmesini" isteyen
açıklamaya Putin'in tepkisi de oldukça sert, "Siz neden Usame Bin Ladin'le
pazarlık yapmıyorsunuz?" biçiminde oldu.
Ancak tartışmanın geldiği uç noktaya bakarak; sorunu ABD-Rusya arasında bir
gerginlik olarak görmek, ABD'nin, Bush takımının katettiği mevziyi yeterince
görmemek olur. Çünkü, bir yandan Rusya, terörizm karşısında yeni bir tutum
alacağını açıklarken; aslında öte yandan "Rumsfeld doktrini" ya da "Bush
doktrini" olarak adlandırılan "Amerikan konseptini" , onun üç yıl önce tüm
dünya ülkelerini kabul etmeye çağırdığı "terörizme karşi savaş konseptini"
de kabul etmiş demektir. Rusya'nın da Amerika gibi, "düşmanlarini dünyanin
neresinde olursa orada vuracagi"nı ilan etmesinin başka bir açıklaması
yoktur.
Elbette ki olanları Beslan'daki terörist eylemle açıklayamayız. Çünkü bir
eylem tek başına, ne kadar büyük olursa olsun, koca bir Rusya'nın
politikasının yönünü değişitiremezdi. Bunda asıl etkenin; ABD'nin yıllardır
yaptığı hamlelerle, Rusya'yı güneyinden kuşatma; onun güvenliğini tehdit
edecek biçimde Rusya içlerinde de Çeçenler üzerinden istikrarsızlık yaratma
girişimlerine ara vermemesidir. Beslan'da olanları Rusya "doğru" olarak
Amerika'nın Irak'ı işgali ve sonrasında, Kafkasya ve Orta Asya'da yerleşme
gayretlerinin bir devami, onun bir aşamasi olarak anlamiştir. Kisacasi ABD,
Rusya'yı kendi konseptini kabule zorlamıştır. Ve sonunda Rusya da, ABD'nin
"terörizme karşi savaş konsepti"ni kabul etmiştir. Başka bir söyleyişle,
bundan böyle ABD'nin başka ülkelere ve bölgelere müdahalelerine uluslararasi
platformlarda karşi çikilmasi daha da güçleşecektir. Dahasi yarin Fransa'da,
Almanya'da girişilecek eylemlerle bu ülkelerin de ayni konsepti kabule
zorlanmasi sürpriz olmayacaktir.
Kuşkusuz ki; terörizm iki yani keskin bir kiliçtir ve onu Bush takimi
kullanip, başka ülkeleri kendi konseptini kabule zorlarken ayni zamanda
kendisine kendi yöntemleriyle yanit verilmesini de zorlamaktadir. Bu ilk
bakişta, peşinen ABD'nin kazanacağı bir savaşa çağırmak gibi görünürse de,
böyle bir savaşı kimin kazanacağını önceden bilmek çok kolay değildir.
Dahası böyle bir konseptin nelere yol açacağını bilmek çok zordur. Çünkü
insanlık tarihi göstermektedir ki; böylesi konseptler; bugün kazanmış
görünenin kaybetmeye mahkûm olduğu konseptlerdir.
Şu besbellidir ki, bugün dünyanın iki büyük gücü, ellerindeki devasa silah
donanımıyla dünyanın her köşesinde "terörizme karşi savaş" konusunda
"anlaşmiş"lar ama aynı zamanda birbiriyle çatışacaklarını da ilan
etmişlerdir. Bu, bugüne kadar görünen, bir üçüncü dünya savaşı
kamplaşmasının en somut işaretidir.
Irak'ta ve genel olarak terörist eylemlerin artması, ABD kamuoyunda da
Bush'a desteği güçlendirmiştir. Bush'un Demokrat Parti adayı Kerry
karşısında ilk kez öne geçmesi bir rastlantı olmadığı gibi, sadece Kerry'nin
Bush karşisinda gerçek bir seçenek olma konusundaki siyasi ve kişilik
zayifliklariyla açiklanamaz. Tersine burada asil etken "yükselen terörist
eylemler"in baskısıdır. Bu yüzdendir ki; 11 Eylül'ün 3. yılında ABD ve onun
yönetimi dünyanın en nefret edilen ülkesi ve yönetimi iken, aynı zamanda bu
nefret edilen takımın konseptine destek de güçlenmektedir.
Bu bir "çelişki" ise de; aynı zamanda "gerçek"tir. Bu yüzden de dünya düne
göre bugün çok daha büyük gerilimlere gebe, çok daha büyük çatışmalara gebe
bir dünyadır.
Aynı zamanda dünya düne göre bugün, insanlığın gerçek kurtuluşunu getirecek;
dünyayı savaşa, kaosa sürükleyen güçlere karşı bir mücadeleye daha çok
ihtiyaç duymaktadır.
Etiketler:
konsept arasında kalan çeçenler