NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
35WERE~1.MP3
13
apsuva
4WORED3.MP3
1

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
ÖNCE BEYİNLER ÖZGÜRLEŞMELİ

Mehdi Nüzhet ÇETİNBAŞ Kuzey Kafkasya, gibi, iç politikası dünyaya pek fazla yansımayan ,özerk cumhuriyetlerden oluşan bir bölge hakkında yazı yazmanın zorluğunu her zaman yaşıyorum.
23-10-2004 - kez okundu

Çok dar ,özel bir okuyucu kitlesine de hitap ettiğimizin de bilincinde olarak yazıyoruz.Mantık olarak aşiret sisteminin etkisini üzerinden atamayan Kuzey Kafkasya'da gerçekten de önemli olaylar cereyan ediyor.
Şu an Ortadoğu'da Çarpan dünyanın kalbi,çok değil en fazla on sene sonra Kafkasya'da çarpmaya başlayacak.Dünyada tükenmeye yüz tutan enerjinin açığını kapatmaya namzet olan Orta Asya ve Kafkasya'daki petrol rezervi, kendisine süper unvanını biçen bir çok devletin iştahını kabartıyor.
Dünyanın en zengin coğrafyasında yaşayan Kuzey Kafkasya insanı ,Coğrafi olarak, .stratejik olarak, Moskova'dan çok daha önemli bir konumda bulunmasına rağmen,hak, hukuk, ekonomi gibi alanlarda bilinçli olarak geri bırakılmıştır.Bölge halen zengin, maden ve doğalgaz,petrol gibi rezervlere sahipken ilkel tarıma mahkum edilmiştir.
Kuzey Kafkasya, yüzde seksenlere ulaşan tarıma dayalı ekonomisiyle hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Dünyanın hiçbir yerinde büyük oranda tarıma dayalı istihdamla kalkınma görülmemiştir.
"Kafkasya" kelimesi binlerce yıllık bir terminolojiyi ifade etmesine rağmen, bugünkü Putin yönetimi Çarlık'ın bile tevessül etmediği bir cüretle bu ismi yok ederek onun yerine "Güney Rusya" kelimesini ikame etmeye çalışmaktadır. Yani anlayacağınız Kafkasya bugün hem isim, hem de cisim olarak bir var olma ya da yok olma sürecine girmiştir.
her şeyden önemlisi bu mevcut düzene ve yapıya karşı reaksiyon gösterecek Kuzey Kafkasya aydınlarının sayısının yok denecek kadar az olmasıdır. Hiçbir ideali ve kutsalı olmayan yöneticiler tarafından idare edilen federal devletçikler can çekişme noktasına gelmişlerdir.
Sahip olduğu makamı ve koltuğu korumaktan başka amacı olmayan yöneticiler, maalesef Kuzey Kafkasya'nın açık bir hapishaneye dönmesine göz yummuşlardır. Bu göz yumma bilinçli bir göz yumuştur. Kuzey Kafkasya insanını dünyadan tecrit ederek, ona kendi doğrularını empoze etmeye çalışmışlardır.
Aylar öncesinden beri bir tehlikeye dikkat çekiyorum. Bunu defalarca yazdım. Rusya Federasyonu Putin yönetimiyle merkezileşmeye çalışıyor. Bunun için bilinçli adımlar atıyor. Çeçenistan Savaşı bunun için uzatılıyor. Çeçenistan Savaşı'nı Çeçenistan dışına taşırma gayretleri bunun için yapılıyor.
Rusya, Kuzey Kafkasya 'da daha önceden kurgulanmış bir senaryoyu oynuyor. F.S.B. mutfağında pişirilmiş yemeği hazır olarak servise koyan Putin yönetimi, bölge insanını yoğun bir propaganda bombardımanı altında tutmaya da gayret ediyor.
Büyük bir trajediyle son bulan Beslan olaylarıyla eline önemli bir koz geçiren Putin yönetiminin bu olaylarla yetineceğini düşünenler büyük bir yanılgı içindedirler.
Merkezi yönetime giden yolda yürümeye kararlı olan Putin, diğer Kafkas Cumhuriyetleri'nde de provokasyonlar tezgahlayacaktır. Provokasyon için kullanılacak en önemli silah tanımı hiçbir zaman tam olarak yapılamayan radikal dincilerdir.
Önümüzdeki günlerde gerek Kabardey-Balkar, gerek Karaçay-Çerkes, gerekse Dağıstan'da önemli olaylar bekleyebiliriz. Seksen yıldır Ateizm propagandası yemiş bu topraklarda nasıl yetiştiği bilinmeyen radikal dincilerin eylemlerini önümüzdeki günlerde hep birlikte seyredebiliriz. Tabi yapılan her eylemin ardından Rusya Federasyonu'nun tüm dünyaya yaptığı teröre karşı ortak mücadele çağrısını da.
Rusya, Kuzey Kafkasya'daki Federal Devletlerin başına, kendi talimatlarıyla hareket etmeyecek adamları getirmemeye dikkat ediyor. Kuzey Kafkasya'daki mevcut devletlerin yönetimleri Moskova'dan iletilen talimatları uygulayan eyalet valileri konumundadırlar.
İnguşetya eski devlet başkanı Ruslan Auşev gibi merkezi politikaya karşı direnç gösterenler makamını terk etmeye zorlanırken, Cahar Dudayev, Zelimhan Yandarbiyev gibi bağımsızlık taraftarları, özgürlüğü savunmanın bedelini canlarıyla ödüyorlardı.
Rusya bölge aktörü olarak eski Sovyetler Birliği topraklarıyla da ilgisini kesmemiştir. Bağımsız Devletler Topluluğu kanalıyla eski SSCB otoritesini devam ettirmeye çalışmaktadır.
Kendisi, bağımsızlık taleplerini şiddetle ve kanla bastırarak üniterleşme yolunda adımlar atarken, komşularının iç işlerine karışmaktan da çekinmemektedir.
Büyük bir tarihsel hata olarak algıladığımız, Stalin'in milliyetçi duygularla Gürcistan toprakları içine kattığı Abhazya ve Güney Osetya konusundaki Rusya'nın tutumu çok ilginçtir. Abhazya ve Güney Osetya'nın statülerinden daha ileri bir statüye sahip olan Çeçen özgürlük mücadelesini kan ve barutla boğan Rusya, ne hazindir ki Abhazya ve Güney Osetya'da özgürlük hamisi rolünü oynamaktadır.
Rusya'nın Abhazya ve Güney Osetya'daki söylemleri iki yüzlü söylemlerdir. Abhazya'da yapılan Devlet Başkanlığı seçimlerine Rusya gırtlağına kadar bulaşmıştır. Gerek Putin, gerekse bölgeye giden Rus devlet adamları, alenen Abhazya iç politikasında taraf olarak Ardzımba'nın adayı Raul Hacimba'ya destek vermişleridir. Seçimleri Rusya'nın yoğun desteği ve baskısına karşı Sergey Bagapş'ın kazanması çok anlamlıdır.
Rusya Abhazya seçimlerine o derece müdahil olmuştur ki kendi gücünün yanı sıra Kuzey Kafkasya'daki sözde devletlerin yönetimlerinden de Abhazya'ya destek mesajları yağdırtmıştır.
Adigey Devlet Başkanı Hazret Şovmen hızını alamamış, yakın arkadaşı olan Moskova Belediye Başkanı Yuri Lujkov'u da yanına alarak Hacimba'ya destek ziyareti yapmıştır.
Rusya'nın Abhazya seçimlerine bu derece önem vermesi, devletin başında mutemet bir adamın bulunmasına verdiği önemle izah edilir. Putin eski K.G.B okulundan arkadaşı Hacimba dururken Sergey Bagapş'ın Devlet Başkanı olmasını ister mi
Seçimlerden sonra Ardzımba ile görüşen Sergey Bagapş'ın Ardzımba'ya izafeten söylediği şu söz çok ibret verici "Siz kim oluyorsunuz da seçimleri kazandığınızı iddia ediyorsunuz. Son kararı Rusya verecek bunu böyle bilin."
Yukarıdaki sözün ifade ettiği anlam bir gerçeği yansıtıyor. Kuzey Kafkasya'da yönetime gelen yöneticiler Rusya Federasyonu'na bağlı köleler olarak hizmet ediyorlar. Eğer hizmette bir aksama olursa yönetici makamını kaybediyor.
Abhazya'da yaşanan sıkıntı burada başlıyor. Rusya Federasyonu, yani Putin yönetimi bütün çabalara rağmen Abhazya'da istediği şahsı seçtirememiştir. Bu ilerisi için kötü bir emsal teşkil edebilir. Yirmi gün geçmesine rağmen Abhazya'daki yönetimin seçilenlere devredilmemesinin yegane sebebi budur. Abhazya seçimi, Rusya'nın, nezaket sınırlarını aşan, bir halkı aşağılama raddesine getiren davranışlarına karşı bir tepkidir.
Rusya gerek A.B.D, gerekse AB karşısında bir aşağılık kompleksi içine girmiştir. Elinde bulunan nükleer güce dayanarak halen süper güç gibi davranmaktadır. Ne kültürel yapısı, ne ekonomisi, ne de diğer uluslar arası veriler Rusya'yı süper güç olarak kabul etmektedir.
Rusya yumuşak karnı olan Kuzey Kafkasya konusunda aşırı hassasiyet göstermektedir. Bölgeye giriş çıkışlarda, vize işlemlerinde çıkardığı zorluklar hep bunun göstergesidir. Bölgede yer alan Federal Cumhuriyetlerin, işlerliği olmasa bile halen ellerinde olan yetkiler Putin'i aşırı derecede rahatsız etmektedir.
Merkezi yönetimi dillendiren Putin'e ilk desteğin, Adigey gibi devletinde azınlık pozisyonuna düşen Adige halkının Cumhurbaşkanı Hazret Şovmen'den gelmesidir. Şovmen Hazret'in bütün yerel yöneticileri toplayarak Putin'in merkezden atama formülüne destek verdiğini açıklaması çok ilginçtir. Zaten yok olmakla karşı karşıya olan, muhalefetin Adigey Devletini ortadan kaldırmak için yoğun çaba sarfettiği bir ortamda Şovmen Hazret neye güvenerek bu destek verici açıklamayı yapmaktadır. Şovmen Hazret, asırlar boyu sistematik olarak yok edilen, adından başka bir şeyi neredeyse kalmayan Adige halkının adını yaşatan Adigey'i korumak için ek tedbirler alması gerekirken devletini bile bile ateşe atmaktadır.
Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes, Dağıstan yönetimleri başta olmak üzere, Kuzey Kafkasya'daki özgürlükleri kısıtlama hareketlerine karşı yeterli tepki verilmemiştir.
Avrupa Birliği'nin azınlık haklarını ve kültürel grupların, kültürel değerlerinin yaşatılması noktasında gösterdiği hassasiyetler göz önüne alınırsa Rusya Federasyonu ileride AB ile çatışma içine girecektir.
Merkeziyetçilik zamanla kültürel gruplar üzerinde baskıyı da beraberinde getirecektir. Çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti Çöküş sürecine girince "Ademi Merkeziyetçilik" sloganına sarılarak milliyetçilik yapmıştı.
Rusya, bugün Osmanlı'nın çok kötü bir kopyası olarak karşımızda duruyor. Yıllarca adaletle hükmeden Osmanlı, içindeki azınlıkların hak ve hukuklarında iyileştirmeyi yapamadı. Devletleşme sürecine giren,içindeki unsurları kendi eliyle devletleştiremedi. İngiltere'nin yaptığı gibi yani İngiliz Devletler Topluluğu gibi bir formül bulamadı. Sonuçta büyük bir gürültüyle yıkıldı.
Rusya adeta büyük bir soykırım uygulayarak elde ettiği, kolonizasyona tabi tuttuğu Kuzey Kafkasya haklılarının hafızasında halen bir zalimdir. Bugün dünyanın dört bir yanına savrulmuş vaziyette yaşayan Kuzey Kafkasyalıların sorumlusu, Çarlıtan başlayarak bugüne kadar gelen Rus yönetimleridir.
Ruslar Kuzey Kafkasya'nın sahipleri değil, işgalcileridir. Rusya Kuzey Kafkasya halkının temsilcileriyle yaptıkları hiçbir uluslar arası anlaşmaya dayanmaksızın bu topraklarda işgalci olarak bulunmaktadırlar.
Dünyadaki diğer koloni ve sömürgelerde uygulanan hak ve hukuktan Kuzey Kafkasya halkı da yararlanmalıdır. Üstelik Kuzey Kafkasya asırlardan beri özgürlük mücadelesi vermektedir. 11 Mayıs 1918'de de bunun somut bir ifadesi olarak devletini kurmuştur. İşgalci komünist yönetim tarafından yıkılan bu devlet diğer Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri gibi bir yapıda tesis edilmemiştir. Ruslar Kuzey Kafkasya'ya karşı her zaman kötü niyetli olmuşlardır.
Kuzey Kafkasya halkı Rus emperyalizminden kurtulmak için öncelikle diasporası ve anavatanı ile birlikte beyinlerini kolonyalistlerden kurtarmalıdır.
İşte bu gerçekleştiği vakit Bağımsız ve Birleşik Kafkasya yolunda ilk adım atılmış olur.
Gerisi mi O çok çileli bir yol.
Hangi özgürlük mücadelesi kolay gerçekleşti ki!...

Etiketler:
önce beyinler özgürleşmeli

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır