ERDAL ŞAFAK'TAN YABAN KAZLARI
Yaban kazları
Ruslar onlara "yaban kazları" diyor. Çeçenistan'a savaşmaya giden Türkler'den söz ediyoruz. John Le Carre'nin "Bizim Oyun" ve "Single&Single" romanlarını okuyanlarda başını alıp oralara gitmek, hatta oralarda ölmek duygusu uyandıran Çeçenistan'a.
O yaban kazlarından ikisi önceki gün vuruldu. Grozni yakınlarında.
09-11-2004 - 5 kez okundu
1981 Malatya doğumlu Aydın Kaya ile 1980 Vezirköprü doğumlu Burhan Çelebi.
Onlardan önce de Türkiye'den havalanan nice yaban kazı geri dönemedi. Kimilerinin adı açıklandı: Yusuf Semek, Ziya Peçe, Naim Dağ, Mustafa Salı, Halim Öz gibi.
Kimileri de Çeçenistan'daki Rus askeri yetkililerinin bildirilerinde "Operasyon sonucu ölü ele geçirilen Türk haydutlar" diye isimsiz geçiştirildi. Mezarları bile bilinmiyor.
Geçen yıl MGK'ya sunulan bir raporda 1999'dan bu yana 58 Türk vatandaşının Çeçenistan'a savaşmaya gittiği belirtildi. Rusya Savunma Bakanı Sergey İvanov'un verdiği rakamlara göre bunlardan 24'ü öldürüldü. Kaya ve Çelebi dahil değil.
Türkiye'de toplam 5 milyon Kafkas kökenlinin yaşadığı, Çeçen asıllı yurttaşlarımızın sayısının Çeçenistan'ın nüfusundan fazla olduğu düşünülürse, bu savaşçı akını pek şa- şırtıcı değil. Yeter ki, bireysel tercihlerin sonucu olsun. Zaten Putin yönetimi de kendi iradeleriyle Çeçenistan'a gidenler için Türkiye'yi pek sıkıştırmadı, sadece topraklarından geçiş izni veren Gürcistan'a yüklendi.
Ancak Ruslar şimdi işin renginin değişmeye başladığını öne sürüyor ve Ayhan Kaya ile Burhan Çelebi'de ele geçirdikleri belgeleri gösteriyorlar.
Terör ve trajedi
Ruslar'a göre, bu belgeler iki "ciddi" gelişmeyi ortaya koyuyor: Türkiye'de bazı örgütler Çeçenistan'da savaşmak için paralı asker topluyor. Bu faaliyet yetkililerin bilgisiyle yürütülüyor.
Ruslar iddialarına kanıt olarak Ayhan Kaya'da bulunan adresine ulaştırılamamış bir mektubu da açıkladılar. Mektup, Muktedir İlhan'a yazılmış. İlhan, Kafkas-Çeçen Dayanışma Komitesi'nin yöneticisi. Türk kamuoyu onu Çeçen lider Cehar Dudayev'in dul eşi Alevtina Dudayeva'nın avukatı olarak tanıdı. Kaya mektubunda "Çeçenistan'da parasız kaldıklarını, görüştüğü Çeçen komutanların da Türkiye ve Arap ülkelerinden gönderilen mali yardımların azalmasına çok kızdıklarını" anlatıyor. Sonra da Türkiye'de Çeçen davasına destek veren dernek ve vakıflarla harekete geçilmesini istiyor.
Türkiye buna benzer bir sorunla 2000 yılında da karşılaştı ve Moskova'nın öfkesini yatıştırmak için o yılın Ekim ayında Başbakan Ecevit'in imzasıyla iki genelge yayınlandı. Birinde Kafkas-Çeçen Dayanışma Komitesi'nin Çeçenistan'a gönderdiği yardımların denetlenmesi ve sadece insani amaçlarla sınırlı kalmasının sağlanması isteniyordu. İkincisinde ise Rusya'nın tutuklama emri çıkardığı ya da aradığı Çeçenler'in sınırdışı edilmesi talimatı veriliyordu.
Anlaşılan daha sonra bu genelgeler yumuşatıldı.
Şimdi Rusya, Türkiye'yi Çeçenler'e yardımları engellememekle suçlayıp "Hani anti-terör koalisyonunda birlikte yer alıyorduk" diyor.
Elbette teröre bin kere, milyon kere hayır. İyi ama sorunun bir de "İnsanlık trajedisi" boyutu yok mu Söz yine John Le Carre'nin:
"50 yıl boyunca 'Demokrasinin diktatörlüğü yendiği gün, mazlum zorbanın pençesinden kurtulacak, küçük uluslar özgür olacak ve kaderlerini eline alacak' diye haykırmadık mı ? Hani nerede?"
07.11.2004
Etiketler:
erdal şafak yaban kazları