Dünya denilen şu yalancı hana
Nice kervanlar geldi de ne oldu
Süleyman hükümdar oldu cihana
Güzel Belkıs'ı buldu da ne oldu

Büyük İskender tahtını düzdü
Bu felek onunda bahtını bozdu
Ferhat sevdasından kayalar ezdi
Yüce dağları deldi de ne oldu


Taptuk Emre'nin dergâhında biri
Hep divan okuyor Yunusun dili
Ona derlerdi terzilerin piri
İdris hülleyi biçti de ne oldu

Nasıra da bir Mesih zuhuru etmiş
Yunus kocaman balıkta yitmiş
Nemrut İbrahim'i ateşe atmış
Kızgın alev korlandı da ne oldu

Yürürdük ışık görünmez yoldan
Çırpınır karanlık tafrada vicdan
Bize güneş gibi doğardı zindan
Esaret zinciri sardı da ne oldu

Semahlar devran-ı bilipte dönmüş
Züleyha Yusuf'ta cemaller görmüş
Bin yıl tapılan ateşler sönmüş
Kisralar saray yaptı da ne oldu

Kâğıda heceyi nakşetti yazı
Saklanır mana da ilhamın gizi
Âşık Veyseller titretir sazı
Mızrabın teli tiz değdi de ne oldu

Gidiyoruz istikamet bilinmez
Seyran içinde seyyahlar bulunmaz
Akıbetimizin önü görünmez
Sahte âlemi sildikte ne oldu

Garip kulum derdim bendimi aşar
Bilinmez rüyalar perdahsız geçer
Viran gönlümden bülbüller göçer
Deli gönül gam aldı da ne oldu.

Yorum yapmak için giriş yapın...