1 kez okundu
Atalarının Oğlu
Dağlarından aldığın bir sis var gözlerinde;
Her zaman çatık kaşların.
Hep bir matem var sözlerinde;
Her zaman nemli bakışların.
Söylemek istesen de, söylemediğin şarkıların var,
Yasak sevinç ve mutlulukların.
Sen marşlarla dans edersin,
Bu yüzden dans ederken ağlayan sadece sensin.
Yüzyıllık ayrılıklara gömülmüş hüzün
Bir o kadar asil dolmuş gözlerinle yüzün.
Sen dağsın, çamsın, kartalsın,
Tebessümlerinde gizli gizli ağlayansın.
Susma,
Söyle bana tekrar tekrar bildiğim şeyi,
Söyle senin yüzünü güldürecek nedir?
Ağlayamazsın doya doya neden kim bilir?
Nandunun burnundaki senin ağaçlarının kokusu;
Büyük babanın bıyıklarında görüyorsun vatanı.
Senin sahilde yatan cansız bedenlerin var,
Azgın dalgalara gömdüklerin,
Kurşun yemişlerin kaldı vatanda.
Ama neşeli şarkılarının özlemi bitecek,
Kanatlarının altında göreceksin dağlarını,
Kızların ve oğulların özgür vatanlarında kuracaklar halkalarını.
Ailen eksiklerin ruhlarını anarken,
Atlarının otladığı toprak teselli edecek.
Kafkas Kartalı konacağı kayayı kendi seçecek.
Sunusy