1 kez okundu
Son Veda
Senin bir veda sözün,
Yalnızlığın tüm kapılarını sürgüler üstüme.
Yıldızlar kayar gökyüzünden birbiri ardına,
Kesilir bütün ayak sesleri,
Çılgın bir volta düşer içime,
Bir sana yaklaşır usulca,
Bir uzaklaşır boynu bükük.
Şimdi derin bir uykudasın, çok uzakta,
Kıyılarına vuran dalgalardan habersiz.
Yönünü şaşırmış göçmen bir kuş hayalin,
Döner durur dört duvar arasında,
Ürkek bakışların kara yağız bir at misali,
Kaçtı, kaçacak...
Uzansam hayaline dokunsam ansızın,
Ürperir teni gecenin.
Ayın ondördüne işlesem yüzünü nakış nakış,
Korkarım, serseri bir bulut kapatır diye.
Sen uzaktasın...
Ben yakınında amansız bir mesafe.
Bir bilsen ne kadar suskun yokluğunda hayalin,
Utangaç bir kelime düşse diline,
Kızarır yanakların al al,
Pul pul olur yüzünde çocuksu bir ifade,
Gece, uzayan zamanı yükler sırtına,
Gece yorgun, gece çaresiz.
Bilsen ne kadar uzun geceler sensiz.
Hoşçakal diyip gidiyorsun ya,
Kısa da olsa bu veda vakti,
Bir kelime düğümleniyor boğazımda,
Hüzün tadında, buruk bir kelime.
Seslenip ardından diyemiyorum,
Gitme..
Bu son veda olsun.
Hani hoşçakal diyip gidiyorsun ya,
Bir şeyler kalıyor ardında paramparça,
Bir durgun deniz köpürüyor,
Bir sahil boğuluyor nefessiz,
Koskoca bir ömür sığıyor geceye..
Hoşcakal diyorsun..
Bir rüzgar alıp gidiyor baharı dalından,
Kuru bir yaprak düşüyor ayaklar altına,
Kokusuna küsüyor gonca güller,
Bir damla hüzün.
Bir damla umutsuzluk.
Bir damla, bir damla daha...
Derya oluyor zamanın içinde yokluğun,
Sandallar batıyor karanlık sulara,
Sessiz bir ağıt yakıyor martılar,
Hoşcakal diyorsun ya.
Yüreğimin tüm kapıları kapanıyor üstüme.
Çözülmüyor şifreler.
Yalnız sende anahtar,
Yalnız sende merhabalar,
Hadi gel...
Son olsun bu veda.
Hadi gel, gitme artık...