1 kez okundu
Hasret Türküsü
Viran olmuş şehirler vardı kalbimin kırık köşelerinde.
Oyuncağı alınmış çocuklar ağlardı.
Ben ağlardım...
Hüzün yağardı geceleri yağmurun yerine,
Hasret yüklü trenler geçerdi gönül kapımdan,
Rayların ayrılık türküsü tırmalardı kulaklarımı,
El değmemiş özlemler taşırdı vagonlar.
Gecenin doğum sancısı tutardı doğacak şafağa,
Yıldızlara mahyalar gererdim
"seni seviyorum" yazılı...
Utanmışçasına kızarırdı ay dedenin yanakları,
Denize düşen yakamoza çizerdim hayalini,
Dalgalar dağıtırdı saçlarını,
Ve yine gözlerin alır götürürdü beni uzaklara,
İçim titrerdi ellerinin sıcaklığından...
Kör bir sandalda asılırdım asılırdım mazinin küreklerine,
Yaşanmamış çocukluğumun,
Çalınmış hatıraların rıhtımına doğru.
Bırakırdım sevdiklerimi bir bir geride,
Bakamazdım onlara ağlamaktan korkarak,
Oysa, farkında olmadan yüreğime akardı gözyaşlarım,
Yosun yeşili hayallerim kararırdı birden,
Yapraklarımı savururdu elem rüzgarları,
Yorulurdu dua´ya kalkan ellerim,
Küserdim güneşimi saklayan buluta,
Onun haberi olmasa da...
Mahşerin kalabalığı yığılırdı yüreğime,
Her biri bir parçamı koparır,
Bir hüzün bırakırdı yerine.
Sevgi dilendiğim kapılar kapanırdı suratıma, çarpılırcasına..
Sarhoş ederdi beni yudum yudum içtiğim acılar.
Ve seslenirdim sevdiğime, beni duymasa da.
Bırakmasın beni diye,
Gelsin diye bir gece ansızın,
Bir sevgi tohumu eksin kalbime,
Ya da koparsın onu yerinden,
Bedenim toprağa kalsın,
Çekip gitsin ardına bakmadan,
İstemem ne bir damla gözyaşı,
Ne de buruk bir çiçek,
Bana beni seven sevgilim yeter...