1 kez okundu
SİBİRYA MAHKUMU II**
Esaret karanlığı çöktüğü zaman;
Aydınlığa dizgin vurur yüreğimiz.
O korkunç çileleri kaldırmaz insan,
Gece uzarken gündüz dileğimiz.
Havadan buz yağan o kara günlerde,
Esaretin hükmü galip gönüllerde,
Üç sıra olduk gidiyoruz uzağa,
Artık çile tezgâhı oldu Sibirya,
Sarp dağlar karşıda..Güç ulaşılması,
Karlı zirvelerini sabırla aşması.
Kara zincirin saran o soğuk bedeni,
Hareket ettikçe ürpertir her yerini.
Koğuşlar iğrenç kokulu sanki ahır,
Herkes üzgün bitmiyor burada kahır.
Saç sakal yerlere kadar uzadı,
Bedenimiz yaradan kirden paslandı.
Burada tek konuştuğun sadece kendin,
Başkasını söylemeye varmıyor dilin.
Aslında zor olan bizde esaretti,
Günden güne eriyip biten cesaretti.
O sıla tüter, bir tüter ki burnunda,
Taş bassan erir dayanamaz bağrında.
Rüyalarda bile esaret görünür,
Ziyan içine harcanıp gidiyor ömür.
Veda! Özgür kurtlara kartallara,
Özgürlüğü tadıp kanat açanlara