Sivil toplum kuruluşlarının Kafkasyadaki durumundan bahsederken Adige Xase ve DÇB gibi kurumların devlet güdümüne girdiğini, Kabardey- Balkar'da Çerkesçe TV yayınlarının tamamen durdurulduğu haberini aldığını ayrıca radyo-gazete yayınlarıyla çerkesçe eğitimlerinde azaltıldığını belirtti, ayrıca konuşmasının son bölümünde sorular üzerine bu girişimlerin ekonomisi kötü olan Kabardey-Balkar'ın yöneticilerinin Moskova dan destek alabilmek için kullandığı kartlar olduğunu bildirdi. Artık Cumhuriyet başkanlarının halk tarafından seçilemiyeceğini ve Adige Cumhuriyetinin de Krassnodar'a bağlanmasıyla cumhuriyetlerin işlevlerini tamamen yitireceklerini artık onlara "Cumhuriyet" denilemeyeceğini belirtti ve "Bütün gücümüzle haklarımızı almak için çabalamalız" dedi. Gene son bölümde "Eğer böyle devam ederse biz de Anavatanda sanki diasporadaymış gibi yaşayacağız" diye ekledi.
Abhazya konusuna tekrar döndü ve Abhazya dünyadaki, özellikle Balkanlardaki diğer örnekler bakılırsa devlet olmak için gerekli herşeye sahiptir. Seçimin tekrarlanması demokratik olarak zarar vermiştir ve Bağımsızlık mutlaka alınmalı emekler boşa gitmemelidir, dedi.
Cumhuriyetlerin statüsünün en yüksek olduğu ve en önemli kazanımların olduğu dönemin sivil toplum örgütlerinin ve Adige Xase'nin en etkin olduğu dönemler olduğunu, bugün ise bunları gerçekleştirecek sivil toplum örgütlerinin olmadığını söyleyen Hatıjuko buna ihtiyacımız olduğunu, ayrıca Avrupa'daki örgütlerle birlikte çalışarak bizi daha iyi anlamalarını sağlamamız gerektiğini belirtti.
Katılımcılar Hatıjuko'ya gerek Abhaz savaşı sırasında gösterdiği çabalar gerekse tüm Kafkasya için bugüne kadar yapmış olduğu çalışmalar için teşekkür ettiler.
Hatıjuko bugün Türkiyeden ayrılarak Nalçik'e dönüyor.
Pada