NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
9
1
apsuva
12
4-5-6-7

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
YENİSAFAK.COM.TR DEN ALINMISTIR

Çerkez Dayı buradaymış Osmanlı'nın Viyana kapısındaki son durağı Kahlenberg bugün, turistik mekan. Şehrin tanıtım kılavuzlarında yeralmayacak kadar küçük olan, dolayısıyla turistlerin ziyaret listelerinde bulunmayan 1. Viyana'daki Çerkez Dayı heykeli ise, dinleyeni derinden etkileyecek hikayesiyle, büyük bir kahramanlığı simgeliyor.
15-05-2005 - kez okundu

br />

VİYANA'DA YALIN KILIÇ
Rakamlarla bölgelere ayrılmış Viyana'nın göbeğindeki, İstiklal benzeri caddeleri ve ismi tanıdık gelecek markaların dizili olduğu vitrinleriyle İstanbul'un lüks semtlerini hatırlatan 1. Viyana sokaklarından birinde, tarihi bir binanın köşesine kondurulmuş bir heykel yeralıyor: Çerkez Dayı Heykeli. Küçük, ancak hepsi birbirinin benzeri gotik binalarla dolu şehirde gözlerden kaçmayacak derecede "Osmanlı" görünen heykelin hikayesi ise rivayete göre şöyle: Çerkez Dayı adlı Osmanlı askeri, Viyana'nın kapılarından birine düşen topun açtığı gedikten içeriye yalın kılıç dalar. Ardından kimsenin gelmediğini gören Çerkez Dayı, aynı gedikten gerisin geri sıvışmak varken, düşman saflarına doğru ileri atılır. Savaşarak şehit olmayı tercih eden bu kahraman Osmanlı'nın anısına yıllar sonra küçük bir heykel dikilir. Karşı saftan da olsa, şahlanmış atının üstünde kılıcı havada savaşan bir kahramanın anısına heykel dikme inceliğini gösteren Viyanalılar, şehrin 4 farklı yerine de bir dönem adının anılmasıyla yüreklere korku salması bir olan "Türk Güllesi" heykellerini kondurmuşlar.

1683'teki ikinci ve son Osmanlı kuşatması hakkında, bugün türlü çeşit hediyelik malzemenin satıldığı turistik bir mekan haline gelmiş olan Kahlenberg Tepesi'ndeki tanıtım levhalarına "Avrupa tarihindeki en büyük kuşatma" diye yazmış Viyanalılar.

Şehirde 18. yüzyılın görkemli gotik mimarisi nasıl üstüne titrenerek korunmuşsa, Osmanlı'nın ayak izleri de kuşatma dün kaldırılmış gibi taze, meraklı ziyaretçilerini bekliyor her gün. Polonya'nın, o dönemki isimleriyle Lehistan Krallığı'nın yardıma gelişinin Kara Mustafa Paşa'nın da adı anılarak uzun uzun anlatıldığı levhalarda, Türklerin Avrupa'daki yüzyıllar boyunca süren genişlemesinin bu yardım sayesinde durdurulabildiği söyleniyor açık açık. Kahlenberg, Osmanlı'nın Viyana kapılarından gelebildiği son durak. Şehri en iyi gören noktalardan birisi ayrıca.

1629 yılında yapılan Kahlenberg Kilisesi 2. Viyana Kuşatması sırasında yıkılınca, Avusturya Kralı Kayzer 1. Leopold'e ordularıyla yardıma gelen Polen Kralı 3. Jan Sobieski'nin anısına, çok ilginç bir şekilde girişinde "Hristiyanlığın kurtulması için yaptığı yardımlardan ötürü" yazılı şekilde yeniden inşa edilmiş. Kilise bugünkü haline ise, 1983 yılında getirilmiş. Papa II. Jean Paul'ün açılışını yaptığı kilise, bu yüzden çok kıymetli. Çünkü Papa'nın bir kilisenin açılışında bulunması Hristiyanlar için çok büyük önem arzediyor. Kilise'nin içinde de geçtiğimiz ay hayata veda eden Papa'nın anısına, büyük boy bir resim çiçeklerle bezeli bir platform oluşturulmuş. Hemen hiçbir turist bu kiliseyi ziyaret etmeden Kahlenberg'den ayrılmıyor.

KAHVE, KEK, ŞİNİTZEL

1683'ten bu yana, "Osmanlı ordularına habersiz yakalanmamak için" şehrin en yüksek gözetleme kulesine yılın 365 günü bir görevli yerleştirme geleneğinden 50 yılı bile aşmayacak kadar yakın bir tarihte vazgeçmiş olan Viyanalılar'ın şimdilerde Tuna kıyısındaki keyif saatlerine eşlik eden meşhur içecekleri kahveyle tanışmaları da ilginç bir seyir izlemiş. Kahveyi yalnızca özel birlikler için yanlarında getirmiş olan Osmanlı Ordusu geri çekilmeye başladığında, çuvallar içinde yeşil çekirdekli kahveler bulunmuş kalan fazlalıklar arasında. Hikayeye göre, kahveyi bulan Kolshitzky adlı Yahudi tüccar önce Araplardan kahvenin yapılışını öğrenir ve sonra da Kraldan izin alarak ev ev dolaşarak satmak suretiyle işin ticaretine başlar. Bir kahvehane açmayı kuşatmadan bir yıl sonra, 1684'te akıl eden tüccarın, Cafe Wien adlı ilk kahvehanesi sonradan şehirde açılacak olan binin üzerindeki kahvehaneye de öncülük etmiş olur böylelikle.

Bugün kahvenin yanında servis yapılan ve şehrin tanıtım kılavuzlarında adı geçecek kadar ünlü olan, yüzlerce çeşit ve tattaki "kek"lerin tarihi ise rivayet odur ki, yine Osmanlı'nın ünlü Kuşatması'na dayanıyor. Söylenene göre, Avusturyalılar kuşatmanın kaldırılmasına o kadar sevinmişler ki, çeşit çeşit tatlı pastalar yaparak kutlamışlar kurtuluşu. Giderek her kutlamanın baş yiyeceği haline gelmiş kekler ve tutulan her şey gibi, bu da ticarete dökülmüş zamanla. Zaten Viyana'da yiyecek denince akla gelenlerden ilki şinitsel ise diğer ikisi de kahve ve kek...

KIŞLA YERİNE TÜRK PARKI



Viyana'nın 800'e yakın halka açık parklarından birisi de Türk Parkı adını taşıyor. "Türkenschanzpark" ismindeki bu park, 2. Viyana Kuşatması'nın anısına 1885 ve 1888 yılları arasında bu çevrede yaşayan halkın finansal destek ve inisiyatifleriyle oluşturulmuş ve 1910 yılında bugünkü görünümüne kavuşturulmuş. Almanca'da "Türk Kışlası" anlamına gelen ismi ise, Osmanlılar'ın kışlasının vaktiyle bu bölgede bulunuyor oluşundan kaynaklanıyormuş.

Geçtiğimiz yıllarda Kültür Bakanlığı ise, bu parkın içine iki tarafında Türkçe ve Almanca olarak, Yunus Emre'den "Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim" ve "İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır" dizilerinin yeraldığı Topkapı Sarayı'nın önündeki 3. Ahmet Çeşmesi stiline benzer mimarisiyle dikkat çeken bir çeşme yaptırmış.

Hava sıcaklığı 20 dereceyi geçer geçmez, bir su birikintisi bulup kendilerini sere serpe güneş altına bırakan "güneş görmemiş Avrupalılık" durumuna Türk Parkı'nda da rastlamak mümkün. Park'ta Türklerden çok, hava sıcaklığı 20 dereceyi henüz geçmişken, minyatür göletlerin kıyısındaki çimenleri mesken tutarak, güneş yağı eşliğinde sere serpe uzanan sütbeyaz Viyanalılar bulunuyor çünkü

Etiketler:
yenisafakcomtr den alınmıstır

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır