RUSYA'DAN STRATEJİK HAMLE: KAFKAS BAKANLIĞI
Hloponin geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada Kafkasya bölgesinin kalkınması için özel bir bakanlık kurulacağını ifade etti.Son zamanlarda bölgesel boyutta gerek yurt içinde gerekse yurt dışında ardı ardına hamleler yapan Rusya bunlara bir yenisini daha ekledi:
09-10-2010 - 5 kez okundu
"Kafkas Bakanlığı".
Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi "özel valisi" Aleksandr Hloponin geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada Kafkasya bölgesinin kalkınması için özel bir bakanlık kurulacağını ifade etti. "Polpred" (tam yetkili temsilci) Hloponin yeni kurulacak bakanlığın görevinin federal amaçlı programların hayata geçirilmesinde Kuzey Kafkasya'daki cumhuriyetlere yardım etmek olduğunu belirtti.[1]
Vali Hloponin'in sözlerinden yeni kurulacak bakanlık aracılığıyla Kremlin'in özellikle Kuzey Kafkasya'daki sosyo-ekonomik sorunlara yönelik daha fazla teşrik-i mesai içinde olacağı ve bu bölge nezdinde bir türlü gerçekleşmeyen "kalkınma planlarının" Moskova'dan değil de bizzat yerinden takip edileceği anlaşılmaktadır. Son gündeme getirdiği bakanlık düzeyindeki özel bir kurumsal yapılanma dâhil Rusya'nın son birkaç yıldır "yumuşak karnı" olan Kafkasya'ya bu denli yoğunlaşması zaten uzmanlar tarafından beklenen bir gelişmeydi. [2] Zira Rusya'nın milli güvenlik paradigmasında hayati bir önem taşıyan Ukrayna bilmecesi son kertede Moskova lehine çözüme kavuşmuş, dolayısıyla Ukrayna'nın üzerine konumlandığı jeopolitik hata eklemli bulunan Kafkasya'nın da benzer şekilde Kremlin'in stratejik çıkarları doğrultusunda istikrara kavuşturulması açıkça öne çıkmıştır.
Rusya'nın Kafkaslara yönelik izlediği stratejinin daha iyi anlaşılması için bilhassa son zamanlarda Güney Kafkasya'da yaptığı hamlelere de dikkat çekmek gerekmektedir. Bilindiği üzere 19 Ağustos 2010 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev Ermeni meslektaşı Serj Sarkisyan'ın daveti üzerine Erivan'a resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. İlişkilerinin düzeyini "strategiçeskoe partnerstvo" (stratejik ortaklık) olarak tanımlayan ve fiiliyatta da bu söyleve mahal vermeyecek şekilde pek çok konuda müşterek hareket eden Rusya ve Ermenistan arasında bölgesel dengeleri statükodan yana sürdürecek bir dizi anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmalar arasında Türkiye'nin de Kafkasya-Orta Asya denklemindeki konumunu doğrudan etkileyecek düzeyde olan askeri mahiyetteki anlaşma hiç şüphesiz Rusya'nın selefi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) bölgesel bağlamdaki hâkimiyetini yeniden elde etme niyetlerini yansıtmakta ve Moskova'nın Kafkasya'yı "güvenlik çerçevesinde" kuzey-güney diye ikiye ayırmadan bir bütün halinde ele aldığını göstermektedir.
Tabii burada Moskova'ya Kuzey ve Güney Kafkasya'ya son yıllarda daha fazla ilgi göstermesini dikte eden bölgesel ve küresel koşulların da altını çizmek gerekir. ABD'nin yüzüne gözüne bulaştırdığı iki hassas jeostratejik hamle Afganistan ve Irak, küresel güç dengelerinde kendisine rakip olma potansiyelini her geçen gün arttıran Çin ve hala belirsizliğini koruyan İran açmazı gibi kendisi için ciddi tehdit içeren sorunlara daha çok odaklandığı bir uluslararası ortamın yanı sıra Kremlin'e bu kadar rahat bölgesel hamleler yapabilmesinde selefi SSCB'den arda kalan jeopolitik boşluğun ikinci bir güç merkezi tarafından hala doldurulamadığı gerçeği de imkân tanımaktadır.
Son olarak Rusya'yı Kafkasya'ya daha fazla odaklanmaya iten sebeplerin biri ve belki de en önemlisi ülke içi dengeler açısından hala kritik bir görevi ifa eden Çeçen direnişinin mücadele konseptinde değişikliğe gitmesidir.
Çeçen direnişçiler yakın zamanda Rusya karşısında etkinliklerini arttırmak için yeni bir strateji belirlemişlerdir. Bu yeni stratejiye göre "Rusya'ya karşı verilen mücadelenin sadece Çeçenistan sınırları içinde yürütülmemesi, direnişin tüm Kafkasya'ya yayılarak Kuzey Kafkasya halklarının tek bir çatı altında örgütleneceği "İmarat Kavkaz" (Kafkas Emirliği) bünyesinde bölgenin bağımsızlığa kavuşturulması" hedeflenmektedir. Çeçenlerin "Kafkas Emirliği" projesini uygulamaya kalkışmalarıyla bölge içi denklemde Rusya karşısında çok daha farklı ve zor dengeler oluşmaya başlamıştır. Hepsinden önemlisi yeni kurulan "Kafkas Emirliğinin" kendine İslami bir kimlik seçmesinden ötürü Kremlin'in eskiden Kuzey Kafkasya'daki "ayrılıkçı Çeçen etnisitesine" karşı verdiği mücadelenin yerini doğrudan "İslam" almıştır. Bu durum karşısında Moskova'da eski Güney Rusya Federal Bölgesi'ni, yeni düzenlemelerle birlikte Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi olarak değiştirerek yeni bir Kafkasya stratejisini uygulamaya koymuştur.
Bu strateji çerçevesinde Moskova, 2010 yılı içerisinde Dağıstan, İnguşetya, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar, Çeçenistan, Kuzey Osetya, ve Stavropol vilayetinin bulunduğu Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi'ni kurmuş ve bazı idari değişiklikler gerçekleştirmiştir. Stavropol içerisinde yer alan Pyatigorsk şehri bölgenin başkenti ilan edilmiştir. Moskova Enstitüsü Uluslararası Ekonomi Fakültesi mezunu olan ve eski Krasnoyarsk Bölgesi valiliği yapan Aleksandr Hloponin, Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in temsilcisi ve Başbakan Vladimir Putin'in yardımcısı sıfatıyla bölge yöneticiliğine getirilmiştir. Yeni atanan "özel bölge valisi" Hloponin'in ekonomi eğitimi almış olması ve bürokratik geçmişi Kremlin'in Kuzey Kafkasya'ya yönelik tasarladığı planlara dair bazı ipuçları vermektedir. Kuzey Kafkasya'nın Rusya'daki en düşük seviyedeki asgari ücrete (ortalama 150 dolar) sahip olması, jeopolitik açıdan bölgenin uluslararası enerji nakil güzergâhları üzerinde / etki alanında yer alması, bölge içi istikrarsızlığın Rusya'nın bekasını ciddi şekilde etkileyecek temel parametreleri barındırması fakat bu stratejik öneme rağmen Rus hâkimiyetinin asırlardır bu bölgede tam olarak sağlanamadığı gerçeği, Kremlin'in buraya yönelik sosyo-ekonomik, siyasi ve askeri konseptinde yeni düzenlemelere başvurmasını kaçınılmaz kılmaktadır.
Sonuç olarak Rusya Kafkasya'ya özgü kurmayı planladığı bir bakanlık ile halkın refah-sız seviyesinde iyileşme amaçlayarak hem içeride Çeçen direnişçilere karşı verdiği mücadelede elini güçlendirmeyi hem de ülkede olası bir iktidar boşluğunda birinci dereceden Rusya'dan kopma tehlikesine sahip "yumuşak karnı" Kuzey Kafkasya'da bu ihtimali ortadan kaldırmayı hedeflediği söylenebilir. Ancak Rusların Kafkas halklarıyla yıldızının bir türlü barışmamasının altında sadece sosyo-ekonomik koşulların değil uzun bir geçmişi olan ve zaman içersinde kemikleşen karşılıklı etno-psikolojik tahammülsüzlük realitesinin de yattığı göz önünde tutulduğunda Kremlin'in, bölgenin ekonomik kalkınmasına dair bir takım emellere erişse bile, kadimleşen "Kafkas sorununu" kısa ve orta vadede çözmesi pek muhtemel gözükmemektedir.
--------------------------------------------------------------------------------
[1]"Ministerstvo po Kavkazu", 24.09.10, http://www.gazeta.ru/politics/2010/09/24_kz_3422704.shtml
[2]Nitekim bundan yaklaşık 5 ay önce Ukrayna'daki devlet başkanlığı seçimlerini ele aldığımız bir analizimizde şu öngörüde bulunmuştuk; "...Şayet Moskova rövanşı alır ve Ukrayna ile olan rahatsızlıklarını (özellikle bu ülkenin NATO'ya üyeliğinin gündemden düşmesi gibi) yoluna koyarsa dikkatini daha çok Kafkasya'ya vermesi beklenmelidir. Kremlin kendi ulusal güvenliği için birinci derecede stratejik önemi olan Ukrayna meselesinde rahat bir nefes alırsa, tüm sinerjisiyle bu bölgeye yönelmesi muhtemeldir. Ukrayna sayesinde Karadeniz'de tekrar jeopolitik üstünlük elde eden Rusya'nın aynı şekilde Kafkasya'da da etkinliğini artırmak istemesi, (iç sorunlarına rağmen potansiyel bir güç olan) Türkiye'yi de yakından ilgilendirmektedir..." Ayrıntılı bilgi için bkz. Ferit Temur, "Ukrayna'da Seçim Sandıklarından 'Büyük Rusya' Çıkar mı ?", 05.01.2010, http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=542:ukraynada-secim-sandklarndan-bueyuek-rusya-ckar-m&catid=104:analizler-rusya&Itemid=136
(Ferit Temur-www.kafkassam.com)
Etiketler:
rusya stratejik hamle kafkas bakanlığı