KARAÇAY HALKININ SÜRGÜN VE SOYKIRIMI
ESKİŞEHİR KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ
SÜRGÜN BASIN BÜLTENİ
2 Kasım 1943 KARAÇAY HALKININ SÜRGÜN VE SOYKIRIMI
02-11-2014 - 5 kez okundu
ESKİŞEHİR KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA
KARAÇAY HALKININ SÜRGÜN VE SOYKIRIMI
Rusya Federasyonu içersinde yer alan Kafkasya’nın Orta Kafkaslar bölümünde, sarp dağlar ve
derin vadiler arasında uzanan topraklarda binlerce yıldan beri yaşamakta olan Karaçaylılar, İkinci
Dünya Savaşı’nın bütün hızıyla devam ettiği günlerde, Sovyet Hükümeti tarafından yerlerine Rusları
yerlestirebilmek amacı ile atayurtlarından koparılarak, yediden yetmişe Orta Asya ve Sibirya’ya
sürülmüşlerdi. 2 Kasım 1943’te Karaçaylıların başına gelen felaket, 8 Mart 1944’te onların kardeş
halkı Malkarlıların da başına geldi.
1918 yılında kurulan Birleşik Kafkasya Cumhuriyetinde yer alan Karaçay-Malkarlılar bu
cumhuriyetin Sovyetler tarafından yıkılmasından sonra ikiye ayrıldılar. 1926 yılında Karaçaylılara
özerklik verilerek Kafkas dağları üzerinde Karaçay Özerk Bölgesi kuruldu. Bu sırada Karaçaylılar
bölgelerindeki nüfusun % 81’ini meydana getiriyorlardı. Daha sonraki yıllarda bölgeye sistemli bir
biçimde Rusların yerleştirilmesiyle bu oran % 30’a düştü.
1943 yılına kadar Sovyet rejimine karşı defalarca ayaklanan Karaçaylılar özellikle 1920-30’lu
yıllarda kollektifleştirme hareketine karşı çıkarak kurdukları çetelerle Sovyet ordusuna karşı aylarca
Kafkas dağlarında silahlı mücadeleye giriştiler. Sovyetlerin kollektifleştirme hareketleri Kafkasya’nın
diğer bölgelerine göre Karaçay’da çok kanlı savaşlarla geçti. Karaçaylılar Sovyet rejimine karşı
sürdürdükleri bu silahlı mücadeleler yüzünden Sovyet hükümeti ve özellikle Stalin tarafından
“komünist rejimin amansız düşmanları” olarak nitelendiriliyorlardı
1942 yılı sonlarında Alman ordusunun Rusya’da yenilgiye uğratılması sonunda, Almanlar
Kafkasya’dan çekilmek zorunda kaldılar. Bu sırada Adige-Kabardey, Karaçay-Malkar, Çeçen,
Dağıstanlı ve Osetler’den oluşan on beş bin kişilik bir mülteci kafilesi de Alman ordusu ile birlikte
Kafkasya’yı terk etti.
Almanlar Kafkasya’dan çekilir çekilmez, 15 Ocak 1943’te Kızıl Ordu Karaçay’a büyük bir
saldırı başlattı. Silahlı çeteler Kafkas dağlarında tank, top ve uçaklarla saldıran Kızıl Ordu’ya karşı
mücadele ediyorlardı. Bütün Karaçay köyleri ağır bombardımanla yerle bir edildi. Sovyetler bütün
güçlerine rağmen silahlı Karaçay-Malkar çetelerini yok edemiyorlardı. Sovyet hükümeti bunun
üzerine daha kesin bir sonuç elde edebileceği bir yönteme başvurdu. 12 Ekim 1943’te Sovyetler
Birliği Yüksek Sovyet Prezidyumu’nun aldığı bir kararla Karaçay halkı 2 Kasım 1943 tarihinde
topyekûn sürgüne gönderildi. Aynı karar 8 Mart 1944’te Malkarlılara da uygulandı. Sürgün sırasında
Kafkasya’dan toplam 69.267 Karaçaylı hayvan vagonlarına doldurularak sürgüne gönderildi. Bunlara
sonradan sürgün sırasında Sovyet ordusunda bulunan Karaçaylı askerler de katıldı. Sürgünün ilk
birkaç yılında Karaçay-Malkarlılar nüfuslarının yarısını kaybettiler.
Karaçaylılar sürgüne gönderildikten sonra toprakları Gürcüler ve Çerkesler arasında
paylaştırıldı. Özerk bölge sınırları yeniden çizildi. Karaçay Özerk Bölgesinin dağlık bölgeleri ile
Kabardin-Balkar Özerk Cumhuriyetinin Malkar bölgesi toprakları Gürcistan Sovyet Sosyalist
Cuhuriyeti topraklarına ilave edildi. Karaçaylıların ve Malkarlıların bir daha asla Kafkasya’ya
dönmeyecekleri düşünülerek yer adları bile değiştirildi.
Orta Asya ve Sibirya bölgelerine dağıtılarak sürgün yerlerinde de birbirlerinden ayrı
düşmelerine özellikle dikkat edilen Karaçay-Malkarlılar Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın ücra
köşelerine atıldılar.
Karaçaylılar Kruşçev’in 1956 yılında Komünist Partisi 20. Kongresindeki gizli konuşmasında
Stalin tarafından haksız yere sürüldüklerini belirttiği 5 Sovyet halkından biriydiler. Aynı yıl Kruşçev
Moskova’da 10 Karaçay temsilcisini kabul etti. Kendilerine Kafkasya’ya geri dönmeleri ve bu
haksızlığın düzeltilmesi yolunda gerekli çalışmaları yapacağına dair garanti verdi.
14 yıl boyunca Kafkasya’dan uzakta sürgünde yaşayan Karaçay-Malkar halkı 1957 yılında
vatanlarına geri dönmeye başladı. Bir soykırım halini alan sürgün yıllarında Karaçay-Malkarlılar
nüfuslarının büyük bölümünü kaybettiler. 1939 yılında 75.800 kişilik bir nüfusa sahip olan
Karaçaylılar 1959 yılında ancak 81.400 kişilik bir nüfusa ulaşmışlardı. Malkarlıların nüfus kaybı ise
çok daha fazlaydı. 1939 yılında 42.700 olan Malkar nüfusu 1959 yılında 42.400’e düşmüştü.
Karaçay-Malkar halkının bir kısmı Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan’daki sürgün
yerlerinde kalırken büyük çoğunluğu Kafkasya’ya geri döndü. 1959 nüfus sayımı sonuçlarına göre
sürgünden Kafkasya’ya dönen Karaçaylıların sayısı 67.830 kişiydi. 13.570 Karaçaylı ise sürgün
yerlerinde kalmıştı. 1959 yılında Kafkasya’ya dönebilen Malkarlı sayısı ise 34.088 kişiydi.
Malkarlıların 8.312’si sürgün yerlerinde kalmıştı. Ancak bu geri dönüş çözülmesi güç sosyal, siyasî,
ekonomik ve etnik problemleri de beraberinde getirdi. . Kafkasya’ya dönen Karaçaylıların ekonomik
ve manevi durumlarıda çok kötü şartlardaydı.
Sürgün öncesinde özerk bölge statüsünde olan Karaçay’ın özerkliği geri verilmedi ve 1922
yılında olduğu gibi Karaçay bölgesi Çerkes ve Abazalarla birleştirilerek yeniden Karaçay-Çerkes
özerk bölgesi kuruldu. Özerk bölgenin kurulmasıyla birlikte Karaçaylılar ile Çerkes-Abaza, Rus-
Kazak etnik grupları arasında etnik ve siyasî problemler yeniden ortaya çıkmaya başladı.
Karaçay halkı sürgünden döndüğü halde Sovyet hükümeti tarafından itibarı iade edilmemiş ve
siyasî hakları geri verilmemişti. Sürgün sonrasında Karaçaylılar otuz yıl boyunca Sovyet resmî
belgelerinde hâlâ “vatan haini”, “haydut-çeteci” olarak tanımlanıyorlardı. Kimlik kartının ve
pasaportunun milliyet hanesinde “Karaçaylı” yazan bir kimsenin devlet kademelerinde yükselmesine
imkân yoktu. Kendi özerk bölgesindeki hiçbir idarî kadroya Karaçaylılar tayin edilmiyordu.
Karaçaylılar üzerlerine sürülen bu lekeyi temizlemek ve siyasî haklarını elde edebilmek
amacıyla 1989 yılında Azret Orus önderliğinde “Camagat” adı verilen siyasî örgütü kurdular.
Camagat örgütünün çalışmaları sonucunda Sovyet resmî makamları 12 Ekim 1943 yılında
Karaçaylıların sürgüne gönderilmeleri ilgili kararın hatalı olduğunu kabul ettiler ve Karaçaylılara
atılan iftiraların haksız olduğunu Karaçay halkı sürgünden döndükten ancak 32 yıl sonra, 14 Kasım
1989 tarihinde açıkladılar.
Bugün Karaçay-Malkarlılar Rusya Federasyonu’na bağlı iki farklı özerk cumhuriyette
geleneksel kültürlerini ve dillerini yaşatmaya çalışırken, sürgün yıllarının acı hatıralarını da
hayatlarından silmeye çalışıyorlar. Ancak aradan geçen 71 yılın henüz bu hatıraları yok etmesi zor
görünüyor.
Etiketler:
KARAÇAY KARAÇAY SÜRGÜN VE SOYKIRIMI KARAÇAY DERNEĞİ ESKİŞEHİR KARAÇAY