NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
10
1
9
4SIMD.MP3
4-5-6-7

Nart Ajans Reklam

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
kez okundu
Destan Dağıstan

Destan Dağıstan

Ölmezden önce bir görsem o diyarı,
Hani semanın yükünü taşıyan,
Dağların ülkesi
Sarp, ulu çetin, karlı...
Hani perilerin aşk yaşadığı,
Devlerle savaşın hiç bitmediği,
O diyarı...
Hani Anka kuşunun yuvası varya
Doruklarında,
Kimse görmemiş ama yaşar bu dağlarda.
Güzellikleri anlatmakla bitmez.
Zaten buna sözlerde kifayet etmez.
Onun için bin bir dil seni anlatır,
Anlatırda bitiremez.
Sen kutsanmış yurdum
Sen efsaneler diyarı,
Diller ülkesi,
Sen benim destanım,
Sen benim Dağıstan'ım
Sen asla tutsak edilemeyen
Din, özgürlük, vatan savaşçılarının yurdu
Yani benim yurdum.
Kartallar diyarı,
Yuvaları doruklarda
Kuzgunlar kıskanır seni.
...
Sayısız kehanetin,
Sayısız savaşın,
Sayısız ihanetin yaşandığı...
Nedir Allah'ım?
Bunca güzellik yok mu başka yerde.
Kıskanırlar bizi özümüzle, sözümüzle, benliğimizle.
Bilmem ki neden, neden, neden?
Hep istilalar,
Hep sıkıntılar,
Güneş battığında hep karanlık var.
İlahların ateşi bu dağlarda yanar.
Gökyüzünde yedi yıldız vardı.
Bir aradayken hepsi sanki bir aydı.
Yeryüzünde bir yeri imrendik de
O yeri yurt edindik.
Benim yurdum.
Göremediğim,
Üzerinde doğamadığım.
Beş göbek önce at koşturduğum,
Şimdi uzaklarda,
Hep hayalinle avunduğum.
İlham kaynağım,
Öyle ki hiç bitmeyen,
Sonu gelmeyen,
Dobra dobra fışkırır.
Zenginliğin,
Fedakârlığın, vefanın,
Hasretin, acının,
Çilenin, ızdırabın,
Yoksulluğun, açlığın en güzeli bizde var.
Yurdum.
Garip yurdum.
O soğuk suların aktığı,
Yeşil zümrüt ormanların kuşattığı,
Ulu ağaçlara adak sunulan,
Kaf dağının büyüsü,
Tufan kopar yüreğimde,
Sular dünyayı sarmaş dolaş kapladığında,
Oturmuştu Nuh'un gemisi Kaf Dağına.
Medeniyetler beşiğimi dersin,
Medeniyetler geçidimi dersin,
Ne dersen haklısın.
Ab-ı Hayat kaynağı,
Ölümsüzlüğün sembolü,
Hızır'ın gezindiği topraklar sensin.
O topraklar
Kana doymayan topraklar.
Sel olup taşan ucube varlıklar,
Vardı bir zaman.
Yecüc Mecüc gerçi hala var.
Fitne, fesat, yağma getiren.
Doğunun ve Batının prensi Zulkarneyn
Erittiği demir ile yaptı dağ gibi bir set.
Verdi kıyamete dek mühlet.
Geçilmezsin sen.
İnanmazsanız eğer,
Bir bak tarihin haritalarına,
Kesif bir çizgi ayırır güney ile kuzeyi.
Ne o sınırı geçen var.
Nede huyundan vaz geçen var.
Nede barış var Kaf Dağı'nda.
Belki de bu set dağlara değil,
Dağlıların kalbine işlendi.
Ondan aşılamıyor.
Onun için belki de
Bu insanların önüne geçilemiyor!
...
Değerler asla çiğnetilmez.
Değerli bildik her şeyden önce
Dinimizi,
Vatanımızı,
Özgürlüğümüzü.
Biz bunlar için yaşadık,
Bunlar için öldük, savaştık.
Onurumuzla öldük,
Hep şerefliydik,
Eğilmedik, bükülmedik.
...
Masallar ülkesi,
Göremediğim,
Gidemediğim,
Doyamadığım,
Doğamadığım ülkem,
Azamet ve asaletin timsali ülkem
Cinayetlerin tasviri ağzımda büyüyor.
Kemik yığınlarından yapılmış bir abide,
Anlatır seni belki bir nebze.
Haberin var mı olanlardan?
Oynanan oyunlardan.
Nüfus planlamasından,
Medeniyetin iç yüzünden,
Şimdi Sömürü Bey altın post içinde gelir.
Bilir misin?
Buralar benim yurdum.
Her santiminde bir iz var bizden,
Uzak bırakmaya gelmez vatanı tenden,
Lanetler olsun, bizleri ayıranlara senden.
Senden uzaklarda rüyalarımda yaşattığım.
Yurdum.
Hazarın solu, kara denizin sağı,
Güneşin doğduğu yer,
Benim yurdum.
Gidemesem de, göremesem de, benim yurdum.
Bu sızıdan büyük acı var mı?
Kendi yurdunda garipsin.
Yabancısın,
Yabansın.
Uzatılan çirkin eller, aşkın koruna
Kin ateşiyle yanar.
Artık bilinmesi lazım,
Zorbalıkla ancak
Pekişir milli duygular.
Savaşmıştık,
Savaşanlar arasında ben yoktum.
Ben şimdi uzaklarda...
Savaşan dedelerim, Atalarım.
Onlardı çakır gözleriyle süzen ufukları
Gözü gibi korurlardı, bastığı toprakları.
Uğruna kimileri toprak oldu,
Kimileri kahroldu.
Ne yiğitler geldi geçti bu yayladan.
Ne mübarekler geldi geçti bu diyardan
Toz kondurmadılar,
Mukaddes saydıklarına.
Gökten inmişti yedi yıldız.
Unutmadık!
Göklere çektik yedi bayrak, yedi yıldız!
Birleştiğinde ise bir ay.
Yakamozlar saçar.
Gözlerimiz kamaşır.
Benim yurdum.
Şöyle bakarımda elim şakağımda.
Göremem, göremem çünkü çok uzaklarda
Ya Rabbim neler geldi? Neler geldi?
Şu garip başa,
Katar katar arabalar göç yollarında
Buda mı gelecekti Allah'ım başımıza.
Şimdi ben, yolların ayırdığı ben
Özümden uzaklarda
Hasret çekerim daima
Kalbimde dinmeyen bir ateş yanar
Kulağımda hala o eski ezgileri duyarım.
Dans ederken kartal gibi,
Tarihi yeniden yaşarım.
Dağları kar yurdum.
Senden uzak durmak çok zor
Ben senin hicretteki çocuğun
Al beni koynuna sensiz büyüdüm,
Şefkatine muhtaç,
Destanlar ülkesi yurdum.

Sivas 04.03.02 Murat DAĞLIBEG

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...