1 kez okundu
Çakır
26.11.2005
İçimdeki bütün yalnızlığı dolduran mavi gözlerin vardı,
Hüzünlerimi eriten tebessümün..
Seninle bir dünyam vardı,
Sensiz bir yokluk...
Sen türküler içinde yitirilmiş bir ezgi,
Umuda giden kestirme bir yoldun.
Mutluluklar hep sana çıkardı.
Sen gökkuşağının altından geçilince tutulan dilektin.
Bazen gün batımının o tatlı kızıllığı,
Bazen,yeşil bir dünya,
Ve en önemlisi gözlerinin derin maviliğiydi hayat...
Aslında dünya beni pes ettirecek kadar güçlü değildi,
Ben sensizlikte yitirdim tüm gücümü...
Hayata dair ne varsa geldi peşinden,
Renkler özünü yitirdi,
Yakamozlar kayboldu bir deniz fenerinin ardından.
Aşkımızın şahidi o yemyeşil parkta,
Sonbahar yaprakları savruluyor,
Bana sokulduğun o bankta,
Terkedilmiş aşklar var..
Kim bilir kaç aşk gördü o bank?
Kaç ihanet geçti üstünden?
Kaç ölü aşkı ölümsüzleştirmek istediler,
Bir çakı darbesiyle...
Oysa.ben seni yüreğime yazmıştım...
Mutlumusun?....
Bana bırkıp gittiğin acıların üstüne kurulmuş bir hayatın var.
Hayallerimizin tam ortasına sen değilmisin vuran hançeri?
Sen değilmisin kor ateşler içine döken suyu?
Ve sen değilmisin ihanetin göbek adı?...
Git!..
Ne diyim yolun açık olsun...
Hayallerimizdeki ismi ver kızına.
Tabi bir kızın olursa.
Kapılarda karşıla aşkımı sattığın o adamı.
Tıpkı hayallerimizdeki gibi..
Ama,elini tutama,gözlerine bakama..
Kirletme hayallerimizi kal oracıkta.
Sen,açtığın o kapının ardında kaldın.
Mavi gözlerini sildim şiirlerimin içinden,
Doğum gününü unuttum.
Hatta sırf sana inat olsun diye,
Beraber yürüdüğümüz yerleri tek başıma dolaştım.
İstedim ki sahildeki taşlarda bilsin sözünden döneni.
Sırf sana inat sokak ortasında dondurma yedim...
Ve inat buya hiç bir güzele bakmadım yürürken..
İki kişilik sinema bileti alıp,
Bir korku filmine girdim tek başıma.
Sırf senin korkularına inat....
Bu akşam mehtabı kopardım aydan..
Karanlığıma bir mum yaktım.
Örselenmiş hatıraları tutuşturdum ucundan.
Yalnızlığımın son şahidi,
Mum ışığında çırpınan gölgem.
Ve sen!...
Şunu da unutma...
Her sinemaya gidişinde,
Her geçişinde o parktan,
Ve her inişinde o sahile,
Genzine bir şey oturacak.
Yutkundukca yüreğine vuracak sancısı.
Mavi gözlerin buğulanacak,
Ama,utanıp ağlayamayacaksın...
Gözyaşların birikecek içine.
Ve üstünden yıllar geçsede,
O ilk buseyi taşıyacaksın dudaklarında.
İnkar etsen kızaran yanakların şahit olacak.
İşte böyle çakır!...
Sen aşkımızı hüzün sokağında bıraktın.
Ben ise o'nu alıp,ekmek verdim,su verdim.
Ve yüreğimin en sıcak köşesine serdim döşeğini.
Yanlış anlama...
İçimde sana kalan aşktan değil!
Sevgiye olan saygımdan....