CHP AÇILIMI ÇERKESLER İÇİN BİR SİYASET OLABİLİR Mİ_
KUBE Nurhan Fidan
.
.
Bırak bozuk saatler yalan yanlış işlesin
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın.
Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.
A.Nihat Asya
İstanbul'daki Yerel seçim panayırı tüm hızıyla sürerken, bazı sivil toplum örgütlerimizin kimi yöneticilerinin CHP sempatisi tüm folklorik ve biçimsel haliyle ortalığa arz-ı endam eyledi. İKKD de İDK'nın organizasyonuyla yapılmış olan toplantıda, partinin İstanbul Belediye başkanı adayı sayın Kılıçdaroğlu'na yamçı ve kalpak giydirme töreni görüntüleri, oldukça gülümseticiydi.
25-02-2009 - 2592 kez okundu
Böylesi kerameti kendinden menkul dedirtecek cinsten aktivitelerimiz sahiden de yaratıcılıkta sınır tanımıyor. Fakat ne ironidir ki muhataplarımız bile, kendilerine gösterilen bu iltifat ve muhabbet karşısında oldukça şaşırmış görünüyorlar. Zira seçim kampanyaları dahilinde örgütlü örgütsüz her yetişkin seçmene ulaşmayı elbette ki amaç edinmiş parti yöneticileri için, böylesi hazır ve nazır platformlar bulunmaz bir nimettir.
İrili ufaklı onlarca yapılanmaya bölünmüş İstanbul Çerkes dünyası, her seçim öncesi olduğu gibi yönsüz eklektik ve kafa karıştıran görüntüler vermek açısından, bu seferde oldukça başarılı. Geçtiğimiz genel seçimlerde, bazı demokrat Çerkes örgütlerimizin bağımsız ve romantik partileri destekleme tercihi, kendileri açısından ne gibi yararlar sağlamıştır hiç bilmiyoruz. Zira desteklenilen bir aday meclise bile girememiş, diğeri ise partisinde koltuğunu dahi haleflerine kaptırmıştır. Dolayısıyla, mağlup siyasetçilerle bir yere varılamayacağı, talihsiz bir aksiyon olarak, zaten kendi kendini imha etmiştir.
Bu tecrübeden oldukça akıllanmış olmalıyız ki, yerel seçimlerde, kaderini neredeyse tek bir iyi adama bağlamış anlı şanlı CHP ile flört etmekte ve bunu da müsamere tadında atraksiyonlarla cümle aleme ilan etmekteyiz. (Bu girişimlere siyasi 'nişanlılık' hazırlığı da diyebiliriz sanırım.) İstanbul'daki Çerkes toplumunu CHP'ye angaje etmeye çalışan ve olası tepkilere de, 'biz böyle bir şeyi amaçlamadık ' yazılı maillerle, üyelerine nabız-şerbet yoklaması çeken değerli yönetici zihniyetin, ne yapmaya çalıştığını sahiden anlamış değilim. Bu türden yüksek düşüncelerle hangi yanlış puzzle tamamlanmaya çalışılıyor ki? Bu işte bir karışıklık var ve bunu anlamak için çok da ileri görüşlü olmak icap etmiyor elbette.
Sanırım on beş gün kadar önceydi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve önümüzdeki dönem için de bu göreve tekrar talip olan Kadir Topbaş Kartal'daki bir Cem Evi'ni ziyaret etmişti. Ulusal kanalların ana haber bültenlerinde geniş yankı bulan bu görüşmenin detayları hafızamda değil tabi ki. Fakat hafızamda olan görüntü kareleri şöyleydi. Cem Evi'nin yetkilisi olan kişi odasında masasının başında oturmaktadır, karşısında duran mütevazı misafir koltuğuna Kadir Topbaş buyur edilmiştir ve misafir belediye başkanının avenesi birkaç kişi de sanırım ayaktadır.
Hiç şov yapmadan, düz, sade bir şekilde bugün için büyükşehir belediyesinden ne istediklerini söylediler. Belediye başkanı da onları dinledi, notlarını tuttu ve mahcup bir misafir tavrıyla oradan ayrıldı. Kendisine ne cem ayini gösterisi yapıldı ne de başka ritüeller. Son derece saygılı fakat mesafeli bir sohbet ile karşılıklı ihtiyaçların dillendirildiği küçük bir toplantı, bu kadar basit işte. Bana kalırsa çok da planlanmamış sade ve şahane bir duruştu.
Seçim öncesi özellikle iri ve muktedir partilerin kendi tanıtımlarını ve programlarını en fazla kişiye duyurmak adına sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etmek istemeleri çok doğaldır. Bu ziyaretlerin ev sahibi olan her kurum bu toplantılara açık olmalıdır, bunda bir beis yok. Fakat tüm bu ziyaretlerin kuralları, duruşu ve karakteri olmalıdır öyle değil mi Bunlar da demokrat, yüksek ve toplumsal düşüncelerle mümkündür sanırım. Şahsi, yanlı, aitlik görüntüsünde olan, bir tarafa yaslanmış resmi veren görüntüler acıklı ve amatörcedir. Bu görüntüleri verdikten sonra, size 'neden' diye soran üyelerinize bunu anlatmanız pek mümkün olmaz.
Öte yandan böyle ciddi, gündemli zamanlarda, kendimizi birazcık zamanın ruhuna uydurmaya çalışsak daha iyi olmaz mı ? Bize kendisi ve siyaseti adına bir şeyler talep etmeye gelmiş insanlara, reel sorunlarımızı söylesek, talep etsek ve kendimizi dinletsek. Kılıçdaroğlu örneğinde olduğu gibi, bize misafir olmuş aday politikacıların yanında xabze gereği olduğunu düşünerek, bir figür gibi etkisiz durmayı artık bıraksak. Zira bizi değerli kıldığını zannettiğimiz bu duruşu, icap etmeyen yerlerde uygulamamız, bizi adeta hükümsüzleştiriyor.
Bazen alternatif davranıp, kudretli bir ev sahibi duruşu gösterelim ve üçüncü şahıslar tarafından da öyle algılanalım. Yabancı devlet protokollerini karşılayan, tören ekipleri gibi sürekli folklorik gösteriler yapmayalım. (Bunu becerebilir miyiz emin değilim.) Aday politikacılara, kalpaklı, yamçılı hediyeler verip, hemencecik bağrımıza basmadan önce, bizlere küçük de olsa bir jest yapmış olmalarını bekleyelim. O bazı zamanlarda sahiden önemsediğimiz ve çok şeyi sembolize eden kimi figüratif değerlerimizi, hemen ve cömertçe sunmayalım.
CHP'nin bu ülkede ilerici bir parti olduğu yanılsamasına hala inanmakta olup, oyunu Kılıçdaroğlu'na vereceğini çoktan ilan etmiş olan ablam dahi, bu müsamere görüntülerini gayri estetik ve lüzumsuz bulduğunu itiraf etti. Velhasıl taze politikacı adayı için, İstanbul Kafkas Kültür Derneği'nde düzenlenen toplantı, CHP il örgütü açısından başarılı bir PİAR olup, 'işte bakın bu toplum arkamızda' resminin adeta imzalı mühürlü halidir. Fakat bizim açımızdan, aynı başarılı resmi verdiği, söylenemez sanırım. Bir partiye angaje olmuş vesayetli görüntülerle, Çerkesleri temsil eden sivil toplum kurumu olma iddiasının hiç de uyuşmadığını görmüş olduk.
Ayrıca merak ettiğim diğer konu ise; son zamanlarda ki acemi işi CHP açılımımız, biz Çerkesler için, verimli bir siyaset adresi olabilir mi
KUBE Nurhan Fidan
Etiketler:
chp açılımı çerkesler için bir siyaset olabilir mi_