Olayın cereyan ettiği Kuzey Osetya'nın Beslan şehri 35 ya da 40 bin nüfusuyla şirin bir yerleşim yeri. Kuzey Osetya halkının büyük bölümü Hıristiyan olmasına rağmen, Beslan'da Digor yani Müslüman Oset'ler yaşıyorlar.
Kuzey Osetya, Kafkasya'da Rus üslerinin, Rus askeri birliklerinin ikmal merkezi durumunda. Çeçenistan'a operasyon yapan
birlikler, uçaklar, helikopterler Kuzey Osetya'da konuşlanıyorlar. Bu sebepten Kuzey Osetya'daki Rus üsleri her zaman Çeçen savaşçılarının birinci derecedeki hedefleri konumunda olmuştur.
Son olayda kafaları kurcalayan önemli bir nokta var. Eyleme muhatap olanlar da Kuzey Kafkasya halklarına mensup olan Oset'lerdir. Çeçen savaşına destek veren, Gürcüstan sınırından geçerek Çeçenistan'a savaşmaya giden yabancılara kılavuzluk yapan sayısız Osetyalı'nın varlığını biliyoruz. Oset direnişçilerin Çeçen savaşına verdikleri lojistik destek inkar edilemez boyuttadır. En cahil Çeçen bile bunun şuurundadır. Sıkıştıkları vakit rahatça girip gizlendikleri bir ülkeye karşı Çeçen savaşçıların eylem yapmasının mantığını kim izah edebilir?
Bağımsızlık savaşı verdiğini iddia eden, asıl hedefi Rus stratejik noktaları olması gereken insanlar, kendileri ile aynı kültürü paylaşan insanlara karşı eylem yaparak ne gibi faydalar elde edebilirler?
Sorulacak o kadar çok soru var ki, ne sorarsanız sorun bu çerçevede mantıklı bir cevap alamazsınız.
1994 yılından bu yana Çeçenistan'da cereyan eden, neredeyse soykırıma varan savaşta 250 bin Çeçen sivil hayatını kaybetti. Gizli bir güç, ne zaman bu argümanlar dile getirilse, Çeçenlerin mağduriyetini göz ardı ettirecek bir olayı sahneye sürmekte gecikmiyor.
Çeçenistan'ın halk oylarıyla seçilmiş meşru lideri Aslan Mashadov, Rusya tarafından yasadışı ilan edilerek yeraltına inmeye zorlanmıştır. Aslan Mashadov ve ekibi Beslan'da meydana gelen olayları kınamış ve bu olaylarla en ufak bir ilgilerinin bulunmadığını ifade etmişlerdir. Çeçenistan'ı temsil ettiðine inandığımız Aslan Mashadov'un sözlerine önem vermeliyiz.
Osetya'da meydan gelen olay, kardeş Kuzey Kafkasya halkları arasında fitne tohumları ekmeye müsait bir ortam yaratmaya çalışanlar tarafından tezgahlanmıştır. Buna başka bir izah bulamıyoruz.
Çeçenistan'da 29 Ağustos tarihinde yapılan göstermelik seçimlerin ardından Rusya, uluslararası gözlemci raporlarına göre büyük eleştiriler almıştır. Gerek Avrupa'da, gerekse dünya düzeyinde son zamanlarda Çeçenistan konusunda Rusya eleştirilmeye başlanmıştır. Eleştirilerin zirveye çıktığı bir ortamda, uçakların düşmesi, metro patlaması ve son Osetya olaylarının peş peşe gelmesi manidardır.
Moskova'da savaştan rant elde eden generallerin bu savaşın bitmemesini istediklerini biliyoruz. Son gelişmeleri, 'olayları Çeçenistan dışına da taşırarak daha geniş bir çevreye yayma girişimleri' olarak değerlendirmemiz mümkündür.
Meşru lider Aslan Mashadov'un yasadışı ilan edilerek yeraltına itilmesi, Çeçenistan'da başıboş kontrolsüz grupların türemesine sebep olmuştur. 20-30-50 kişilik bağımsız grupların bile bulunabildiği Çeçenistan'da olayları kontrol etmeyi hiç kimse Aslan Mashadov'dan bekleyemez.
10 yılda 250 bin masum Çeçen'i öldüren Rusya, ölen insanların ortalama her birinin bir yakınının, intikam duyguları ile dolu olarak hareket ettiğini düşünürsek '250 bin potansiyel teröristin' Rusya topraklarında serseri mayın gibi dolaştığını söyleyebiliriz.
Yakınlarını kaybeden insanların oluşturduğu intikam birlikleri her an provoke edilmeye müsait gruplardır. Nitekim bir çok eylemde yer alan intikam gruplarının her bir ferdinin savaş mağduru insanlar olduklarını görüyoruz.
Bu eylemlerin bitmesi için Rusya Aslan Mashadov ve onun yönetimi ile masaya oturmalı, O'nu muhatap almalı. Çeçenistan'da istikrarı sağlamayı onun omuzlarına atmalıdır. İşte bu ortamda meydana gelebilecek olaylarda Aslan Mashadov'un ihmalinden bahsedebiliriz.
Kafkaslar günümüzde dünyanın en önemli stratejik noktalarından biri haline gelmiştir. Başka bölgelerde tükenmeye yüz tutan petrol, Kafkasya havzasındaki milyarlarca varillik rezervi ile dünya süper güçlerinin iştahını kabartmaktadır. Bu pastadan pay kapmak isteyen güçler Kafkaslar'daki karışıklıkta önemli pay sahibidirler.
Ortadoğu bataklığına saplanan Amerika, sözde Kafkaslar'ı Rusya'nın egemenlik alanına terk ettiğini söylüyorsa da, görünüş öyle değildir.
Gürcistan'a adımını atan ABD, Ermenistan ve Azerbaycan'da gücünü pekiştirdikten sonra Kafkasya'ya da el atacaktır. Sıra Kafkasya'ya gelene kadar bu bölgede istikrarsızlığın hüküm sürmesi ABD'nin çıkarlarına son derece uygundur.
Benim zavallı Kafkasyam bağımsızlık uğruna savaşırken farkında olmadan kimlere piyon oluyor. Masum insanların kan ve gözyaşları üzerine medeniyetlerini inşa edenler, gün gelir masumların göz yaşı selinde boğulurlar.
Osetya eyleminde kazancı olmayan tek grup Çeçenlerdir.

Bu eyleme katılanlar, nüfus cüzdanlarında Çeçen yazsa dahi gerçek Çeçen olamazlar.
Ben terörün tarifi üzerinde sürekli tartışmalar açan bir insanım. Ancak bu son olay düpedüz bir terördür. Hiçbir stratejik değeri olmayan, masum çocukların eğitim gördüğü bir binayı ele geçirerek onları tehdit etmek düpedüz alçaklıktır.
O masum yavruların korku dolu gözleri, eğer onların kalbine merhamet duygusu vermiyorsa, insanlık değerlerini de kaybetmişlerdir.
Son söz : Bu olay düpedüz terördür. Şiddetle telin ediyorum.

Etiketler:
kım ne kazandı_ mehdi nüzhet çetinbaş